Kıvanç Tatlıtuğ: Ne aşk ne meşk..
Kıvanç Tatlıtuğ: Ne aşk ne meşk çok önemli değil
Best Model Kıvanç Tatlıtuğ, dünya güzeli sevgilisi Azra Akın'ın peşi sıra modellikten oyunculuğa transfer oldu. O artık sadece Azra'nın değil, taşra kızı Gümüş'ün de beyaz atlı prensi
Best Model of the World unvanlı Kıvanç Tatlıtuğ, Gümüş adlı dizide başrolde. Oyunculuğa tıpkı dünya güzeli sevgilisi Azra Akın gibi başrolle başlayan Tatlıtuğ'la konuşmaya, çekimlerin yapıldığı Kandilli'deki yalıya gittik. Dizinin klasik kadrosu çekimde. Kıvanç Tatlıtuğ bir koltukta öyle oturuyor. Ne olur ne olmaz set ortamı burası, hemen başlayalım röportaja. Sevgilisi Azra Akın'la ilgili sorulara yanıt vermek istemiyor, 'Onu konuşunca sadece o çıkıyor' diyor. O yüzden karar almış, artık aşkını konuşmayacak. Ne kadar bu karara bağlı kalır bilinmez. Biz röportajı yaptık, fotoğrafları çektik, o yine koltuğuna döndü. Settekilere soruyoruz, 'Hep aynı koltukta öyle oturur mu?' diye. Otururmuş. Kitap okur, dergi karıştırır ve müzik dinlermiş. Pek fazla da konuşmazmış kimseyle. Set çalışanlarının tabiriyle 'sessiz sakin bir çocuk' bu Kıvanç Tatlıtuğ...
Paris'te yaşayıp rahat rahat modellik yaparken neden oyunculuk?
Kıvanç Tatlıtuğ : Paris'teyken telefon geldi ajanstan. Dizi tekliflerinin had safhaya ulaştığını söylediler. Benim küçüklüğümden beri sinema ve televizyona ilgim vardı aslında. Mutlaka bir yerinde bulunmak isterdim ama kader kısmet işte. 10 sene önce bir gün ben manken olacağım, sonra dizi çekeceğim gibi hayaller yoktu tabii. Senaryoları incelemek için kalktım geldim Türkiye'ye. Gümüş'teki Mehmet karakteri çok yakın geldi. Oynayabileceğimi, en azından kendimden birşeyler verebileceğimi düşündüm.
Yakın geldi karakter, dediniz ama ilk bölümde Mehmet'i alkolik ve sürekli ağlayan biri olarak gördük biz.
Kıvanç Tatlıtuğ : Evet çok sulugöz gerçekten. Ben öyle çok ağlayan bir insan değilim ama onun gibi ben de aşkına çok bağlı bir insanım. Bağdaşıyoruz işte, sadece aşk değil başka şeyler de var. Çok sıcak geldi bana karakter.
Nasıl gidiyor peki ?
Kıvanç Tatlıtuğ : Bana kalırsa bir oyuncunun zorlanacağı her şeyi ben ilk bölümde oynadım. En başta nasıl altından kalkacağım diye tereddüt ettim biraz. İlk bölüm üzerinde çok sıkı durdum, çünkü ne kadar iyi başlarsan o kadar iyi devam edersin diye düşünüyorum. Oyunculuk dersleri alıyorum tiyatro sanatçısı Laçin Ceylan'dan. Zaten dizide de halamı oynuyor. Bir buçuk aydır devam ediyoruz derslere. Daha öncesinden de Okan Bayülgen'le çalışmıştık biraz.
Birlikte bir proje mi?
Kıvanç Tatlıtuğ : Tanışıyoruz, arkadaşız Okan Bayülgen'le. Bundan üç - dört ay önce Amerika'ya bir proje için gitmiştim ben. Green Card diye bir dizi. O olmadı ama onun için ders almıştım. Uzun bir süre de almaya devam edeceğim. Bakıyorum da çok eksiğim var. Kendimi eleştirmeyi severim.
Oyunculuğa kaptırdım
Diziyi izlerken ne eksiklik buldunuz peki kendinizde?
Kıvanç Tatlıtuğ : Şuram çok kötü olmuş, buram çok güzel olmuş diyemeyeceğim ama insan kendini televizyonda bir şey üretirken gördüğünde heyecanlanlanıyor. Çok defa kendimi gördüm televizyondan ama onlardan çok farklı. Başka biriyim orada. Oyuncuyum demiyorum ama diziyi seyrederken o kimliğe çok kaptırdım kendimi. Normalde de yaptığım işi beğenen biri değilim, hep karşı tarafa bırakırım. Ben hala 'İyi mankenim' bile demiyorum, sadece iyi yapmaya çalışıyorum işimi.
Sevgiliniz Azra Akın da oyunculuğu deniyor. Birbirinizi nasıl buluyorsunuz bu konuda?
Kıvanç Tatlıtuğ : Açıkçası artık o konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmama kararı aldım. Sadece kendimle ilgili konuşacağım. Röportajda konu bir özel hayata girince peşi sıra hep aynı sorular geliyor. Bu sefer röportajın konusu sadece özel hayatım oluyor. İşimle ilgili tek satır yazılmıyor. Bu beni rahatsız etmeye başladı. Ama ilişkimiz iyi, güzel gidiyor. Gazeteciler fotoğraflarımızı çekiyor zaten, çekincemiz falan yok.
Birbirinize öpüşme yasağı koyduğunuz yazıldı gazetelerde. Var mı böyle bir şey?
Kıvanç Tatlıtuğ : Ne yazarlarsa yazsınlar, sorun değil benim için. Ama böyle şeyler senaryoya bağlı.
Öğrencilik döneminiz pek parlak değilmiş. Kızların ilgisi yüzünden mi?
Kıvanç Tatlıtuğ : Çok çok süper okul yıllarım olmadı. Takdirlik bir öğrenci değildim ama içler acısı bir halim de yoktu. Basketbol oynuyordum. Günde sekiz saat antrenman yapıyordum, bu işten para kazanıyordum. Derslerle basketbolu aynı anda götürmeye çabaladığım için derslerim çok da süper gitmedi. Kızlar yüzünden değil yani, tamamen basketbol. Yoksa benim hayatımda birinci planda ne aşk ne meşk var. Çok önemli değil benim için. Her erkeğe ne kadar talep varsa bana da o kadar talep var. Bana çok fazla diye ahkam kesmek istemiyorum. Bir fazlalığım yok. Sadece fiziğim, saç, ten ve göz rengim değişik o kadar. Başka enteresanlığım yok yani. Benim de iki elim iki ayağım var sonuçta.
Basketboldan neden vazgeçtiniz?
Kıvanç Tatlıtuğ : Beşiktaş'ta oynarken sakatlandığım için bırakmak zorunda kaldım. Çok kötü bir dönemdi. Evde oturuyordum bütün gün. Annem benim resimlerimi götürüp Neşe Erberk'in ajansına bırakmış. Telefon geldi, 'Biz burdan arıyoruz ve sizinle çalışmak istiyoruz' diye. Şok oldum. Annemin beni model yapma hayali hep vardı.
Şimdi seyrederken hayıflandığınız zamanlar oluyor mu?
Kıvanç Tatlıtuğ : Ben basketboldan kopamam, hayatımın parçası o spor. İçimde bir ukte var tabii. Çok büyük hayallerim vardı. Türkiye'nin en iyi basketçileri arasına girecektim. Sonrasında ya Avrupa'da bir takıma transfer olacak ya da Amerika'ya gidecektim. Orada burada kendimi çok iyi göstermek istiyordum ama kader kısmet işte. Bir yerden tökezliyorsun. Ama şimdi yeri dolduruldu mu dersen dolduruldu derim.
Hayaller tamamıyla değişti. Şimdiki hedef ?
Kıvanç Tatlıtuğ : Bu meslekte vücudum, fiziğim, gücüm elverdiği ve talep gördüğüm sürece gidebileceğim yere kadar gideceğim. Modelliği de oyunculuğu da mutlaka birarada götüreceğim.
Erkan Özerman'ın yanında önce Kenan İmirzalıoğlu, ardından sizi gördük. Şimdi aranız nasıl?
Kıvanç Tatlıtuğ : O benim her zaman için babamdır, ağabeyimdir. Bu mesleğe adım attığımda benim elimden tutmuştur. Ben ona baba diyorum. Bana çok yardımı oldu, manevi olarak inanılmaz destek verdi. Erkan abiyle yarışmadan sonra iki sene full bir tempoyla çalıştık. Sürekli Avrupa, Amerika, Türkiye arasında yoğun bir çalışmamız vardı.
Tıpkı İmirzalıoğlu gibi kuş yuvadan uçtu mu?
Kıvanç Tatlıtuğ : Kuş yuvadan hiçbir zaman uçmadı. Hala dostluğumuz devam ediyor ama artık ben Gaye Sökmen'le çalışıyorum. Başka bir ajansla çalışmam ilişkimizin bittiği anlamına gelmez.
ASOSYALİM
Kıvanç Tatlıtuğ şu sıralar zamanının çoğunu sette geçiriyor. 'Ne ailemi, ne arkadaşlarımı kimseyi göremiyorum' diye yakınıyor. 'Setten eve bazen sabahları gidiyorum, kimsenin yüzünü göremeden yatıyorum. Sonra kalkıp gene sete geliyorum. Zaten asosyal bir yaşantım vardı, iyice asosyal oldum' Tatlıtuğ'un Yeşilköy'de kendine ait bir dairesi var ama ailesi Kartal'da oturuyor. Set Kandilli'de olduğu için Kartal'a gidip gelmek bu aralar daha çok işine geliyor. Gece dışarı çıkmayı, kulüplerde eğlenmeyi sevmiyor, onun yerine arkadaşlarıyla ev muhabbeti yapmaktan hoşlanıyor. Birlikte televizyon izliyor ya da tavla partileri düzenliyorlar.
METROSEKSÜELLİK BANA UYMAZ
'Ben onun ne demek olduğunu bilmem. Dönüyor ortalarda öyle metroseksüel lafı falan... Ben kendime bakan bir erkeğim. Sağlığıma, yediğime içtiğime dikkat ederim. Uykuma özen gösteririm. Budur, başka birşey yoktur benim için. Bana uymaz o tür tanımlar, laflar.'
Kıvanç Tatlıtuğ
Akşam
Best Model Kıvanç Tatlıtuğ, dünya güzeli sevgilisi Azra Akın'ın peşi sıra modellikten oyunculuğa transfer oldu. O artık sadece Azra'nın değil, taşra kızı Gümüş'ün de beyaz atlı prensi
Best Model of the World unvanlı Kıvanç Tatlıtuğ, Gümüş adlı dizide başrolde. Oyunculuğa tıpkı dünya güzeli sevgilisi Azra Akın gibi başrolle başlayan Tatlıtuğ'la konuşmaya, çekimlerin yapıldığı Kandilli'deki yalıya gittik. Dizinin klasik kadrosu çekimde. Kıvanç Tatlıtuğ bir koltukta öyle oturuyor. Ne olur ne olmaz set ortamı burası, hemen başlayalım röportaja. Sevgilisi Azra Akın'la ilgili sorulara yanıt vermek istemiyor, 'Onu konuşunca sadece o çıkıyor' diyor. O yüzden karar almış, artık aşkını konuşmayacak. Ne kadar bu karara bağlı kalır bilinmez. Biz röportajı yaptık, fotoğrafları çektik, o yine koltuğuna döndü. Settekilere soruyoruz, 'Hep aynı koltukta öyle oturur mu?' diye. Otururmuş. Kitap okur, dergi karıştırır ve müzik dinlermiş. Pek fazla da konuşmazmış kimseyle. Set çalışanlarının tabiriyle 'sessiz sakin bir çocuk' bu Kıvanç Tatlıtuğ...
Paris'te yaşayıp rahat rahat modellik yaparken neden oyunculuk?
Kıvanç Tatlıtuğ : Paris'teyken telefon geldi ajanstan. Dizi tekliflerinin had safhaya ulaştığını söylediler. Benim küçüklüğümden beri sinema ve televizyona ilgim vardı aslında. Mutlaka bir yerinde bulunmak isterdim ama kader kısmet işte. 10 sene önce bir gün ben manken olacağım, sonra dizi çekeceğim gibi hayaller yoktu tabii. Senaryoları incelemek için kalktım geldim Türkiye'ye. Gümüş'teki Mehmet karakteri çok yakın geldi. Oynayabileceğimi, en azından kendimden birşeyler verebileceğimi düşündüm.
Yakın geldi karakter, dediniz ama ilk bölümde Mehmet'i alkolik ve sürekli ağlayan biri olarak gördük biz.
Kıvanç Tatlıtuğ : Evet çok sulugöz gerçekten. Ben öyle çok ağlayan bir insan değilim ama onun gibi ben de aşkına çok bağlı bir insanım. Bağdaşıyoruz işte, sadece aşk değil başka şeyler de var. Çok sıcak geldi bana karakter.
Nasıl gidiyor peki ?
Kıvanç Tatlıtuğ : Bana kalırsa bir oyuncunun zorlanacağı her şeyi ben ilk bölümde oynadım. En başta nasıl altından kalkacağım diye tereddüt ettim biraz. İlk bölüm üzerinde çok sıkı durdum, çünkü ne kadar iyi başlarsan o kadar iyi devam edersin diye düşünüyorum. Oyunculuk dersleri alıyorum tiyatro sanatçısı Laçin Ceylan'dan. Zaten dizide de halamı oynuyor. Bir buçuk aydır devam ediyoruz derslere. Daha öncesinden de Okan Bayülgen'le çalışmıştık biraz.
Birlikte bir proje mi?
Kıvanç Tatlıtuğ : Tanışıyoruz, arkadaşız Okan Bayülgen'le. Bundan üç - dört ay önce Amerika'ya bir proje için gitmiştim ben. Green Card diye bir dizi. O olmadı ama onun için ders almıştım. Uzun bir süre de almaya devam edeceğim. Bakıyorum da çok eksiğim var. Kendimi eleştirmeyi severim.
Oyunculuğa kaptırdım
Diziyi izlerken ne eksiklik buldunuz peki kendinizde?
Kıvanç Tatlıtuğ : Şuram çok kötü olmuş, buram çok güzel olmuş diyemeyeceğim ama insan kendini televizyonda bir şey üretirken gördüğünde heyecanlanlanıyor. Çok defa kendimi gördüm televizyondan ama onlardan çok farklı. Başka biriyim orada. Oyuncuyum demiyorum ama diziyi seyrederken o kimliğe çok kaptırdım kendimi. Normalde de yaptığım işi beğenen biri değilim, hep karşı tarafa bırakırım. Ben hala 'İyi mankenim' bile demiyorum, sadece iyi yapmaya çalışıyorum işimi.
Sevgiliniz Azra Akın da oyunculuğu deniyor. Birbirinizi nasıl buluyorsunuz bu konuda?
Kıvanç Tatlıtuğ : Açıkçası artık o konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmama kararı aldım. Sadece kendimle ilgili konuşacağım. Röportajda konu bir özel hayata girince peşi sıra hep aynı sorular geliyor. Bu sefer röportajın konusu sadece özel hayatım oluyor. İşimle ilgili tek satır yazılmıyor. Bu beni rahatsız etmeye başladı. Ama ilişkimiz iyi, güzel gidiyor. Gazeteciler fotoğraflarımızı çekiyor zaten, çekincemiz falan yok.
Birbirinize öpüşme yasağı koyduğunuz yazıldı gazetelerde. Var mı böyle bir şey?
Kıvanç Tatlıtuğ : Ne yazarlarsa yazsınlar, sorun değil benim için. Ama böyle şeyler senaryoya bağlı.
Öğrencilik döneminiz pek parlak değilmiş. Kızların ilgisi yüzünden mi?
Kıvanç Tatlıtuğ : Çok çok süper okul yıllarım olmadı. Takdirlik bir öğrenci değildim ama içler acısı bir halim de yoktu. Basketbol oynuyordum. Günde sekiz saat antrenman yapıyordum, bu işten para kazanıyordum. Derslerle basketbolu aynı anda götürmeye çabaladığım için derslerim çok da süper gitmedi. Kızlar yüzünden değil yani, tamamen basketbol. Yoksa benim hayatımda birinci planda ne aşk ne meşk var. Çok önemli değil benim için. Her erkeğe ne kadar talep varsa bana da o kadar talep var. Bana çok fazla diye ahkam kesmek istemiyorum. Bir fazlalığım yok. Sadece fiziğim, saç, ten ve göz rengim değişik o kadar. Başka enteresanlığım yok yani. Benim de iki elim iki ayağım var sonuçta.
Basketboldan neden vazgeçtiniz?
Kıvanç Tatlıtuğ : Beşiktaş'ta oynarken sakatlandığım için bırakmak zorunda kaldım. Çok kötü bir dönemdi. Evde oturuyordum bütün gün. Annem benim resimlerimi götürüp Neşe Erberk'in ajansına bırakmış. Telefon geldi, 'Biz burdan arıyoruz ve sizinle çalışmak istiyoruz' diye. Şok oldum. Annemin beni model yapma hayali hep vardı.
Şimdi seyrederken hayıflandığınız zamanlar oluyor mu?
Kıvanç Tatlıtuğ : Ben basketboldan kopamam, hayatımın parçası o spor. İçimde bir ukte var tabii. Çok büyük hayallerim vardı. Türkiye'nin en iyi basketçileri arasına girecektim. Sonrasında ya Avrupa'da bir takıma transfer olacak ya da Amerika'ya gidecektim. Orada burada kendimi çok iyi göstermek istiyordum ama kader kısmet işte. Bir yerden tökezliyorsun. Ama şimdi yeri dolduruldu mu dersen dolduruldu derim.
Hayaller tamamıyla değişti. Şimdiki hedef ?
Kıvanç Tatlıtuğ : Bu meslekte vücudum, fiziğim, gücüm elverdiği ve talep gördüğüm sürece gidebileceğim yere kadar gideceğim. Modelliği de oyunculuğu da mutlaka birarada götüreceğim.
Erkan Özerman'ın yanında önce Kenan İmirzalıoğlu, ardından sizi gördük. Şimdi aranız nasıl?
Kıvanç Tatlıtuğ : O benim her zaman için babamdır, ağabeyimdir. Bu mesleğe adım attığımda benim elimden tutmuştur. Ben ona baba diyorum. Bana çok yardımı oldu, manevi olarak inanılmaz destek verdi. Erkan abiyle yarışmadan sonra iki sene full bir tempoyla çalıştık. Sürekli Avrupa, Amerika, Türkiye arasında yoğun bir çalışmamız vardı.
Tıpkı İmirzalıoğlu gibi kuş yuvadan uçtu mu?
Kıvanç Tatlıtuğ : Kuş yuvadan hiçbir zaman uçmadı. Hala dostluğumuz devam ediyor ama artık ben Gaye Sökmen'le çalışıyorum. Başka bir ajansla çalışmam ilişkimizin bittiği anlamına gelmez.
ASOSYALİM
Kıvanç Tatlıtuğ şu sıralar zamanının çoğunu sette geçiriyor. 'Ne ailemi, ne arkadaşlarımı kimseyi göremiyorum' diye yakınıyor. 'Setten eve bazen sabahları gidiyorum, kimsenin yüzünü göremeden yatıyorum. Sonra kalkıp gene sete geliyorum. Zaten asosyal bir yaşantım vardı, iyice asosyal oldum' Tatlıtuğ'un Yeşilköy'de kendine ait bir dairesi var ama ailesi Kartal'da oturuyor. Set Kandilli'de olduğu için Kartal'a gidip gelmek bu aralar daha çok işine geliyor. Gece dışarı çıkmayı, kulüplerde eğlenmeyi sevmiyor, onun yerine arkadaşlarıyla ev muhabbeti yapmaktan hoşlanıyor. Birlikte televizyon izliyor ya da tavla partileri düzenliyorlar.
METROSEKSÜELLİK BANA UYMAZ
'Ben onun ne demek olduğunu bilmem. Dönüyor ortalarda öyle metroseksüel lafı falan... Ben kendime bakan bir erkeğim. Sağlığıma, yediğime içtiğime dikkat ederim. Uykuma özen gösteririm. Budur, başka birşey yoktur benim için. Bana uymaz o tür tanımlar, laflar.'
Kıvanç Tatlıtuğ
Akşam
1 Comments:
aisan
meraba sen daha onlu ve iyi tanitik olmak icin birseyler ypman gerekiyor ben turkiyede yasamiyorum benim yasadigim yere gelebilirsin saka degil gercekten diyorum hemtatil olur hem daha onlu olursun hem korkak ve aciz olmadigni ispatlayip ve delilikler yapicagni ispatlarsin iyi dosun bu sana bir firsat herkes seni cok cok korkak ve aciz saniyor hem hic yakisili degilsin gercekten hayranlarin da artar bana olas ve ne dosondognu soyle cevaplamazsan cooooooook korkak ve acizsin ozaman :)
By Unknown, at 12:47 PM
Post a Comment
<< Home