Muhabbet Kıvanç Tatlıtuğ
Kıvanç Tatlıtuğ, yakisikliligiyla bir fenomen genc kizlar icin. Su siralar ise Gumus dizisindeki roluyle ekrana bagliyor hayranlarini. Ama o sohretine ragmen hep sakin ve gozlerden uzak yasiyor. Aurasinin neden bu kadar guclu oldugunu onu taniyinca daha iyi anliyorsunuz. O gercekten her anlamda ''guzel insan.''
Kıvanç Tatlıtuğ'la benim icin "sabah sabah" denilecek bir saatte, yani saat 10 civari, cekim mekaninda bulustuk. Dizide gorundugunden daha sarisinmis meger. O dikkatimi cekiyor oncelikle. Sonra koltuklara yayildik ve konusmaya basladik. Simdi Kivanc, gercekten guzel insan. Hem fizigiyle hem de "iciyle". Bana oyle geldi, epi topu bir bucuk saatlik zaman zarfinda. İnsan rahatca arkadas olabilir, derdini kederini paylasabilir kendisiyle. O derece samimi ve dost bir ambiyans yayiyor etrafa. "Ama" diyor sik sik, "Hala alisamadim bu İstanbul'a, camiaya." Ne tesaduftur ki, oyunculugunu sevdigi Kenan İmirzalioglu da oyledir. O da Kivanc gibi Ankara'dan gelmistir İstanbul'a ve cogu zaman oyunu kuralina gore "oynamaz". Sanirim her ikisi de Avrupai fiziklerine ragmen aslinda son derece naif (ve gururlu) tasrali elementlere sahipler. Sehirli deliliklere uzaktan bakmayi yegliyorlar. Demem o ki, Kivanc'i uzmeyiniz, yormayiniz (ayrica cimlere basmayiniz, ne alakaysa). Ben biraz destim, eseledim kendisini belki, ama o da roportaj geregidir yani, biliniz.
Adana'dan bahsediyorduk roportaj oncesinde. Nasildi orada ortamin?
1998'de geldim İstanbul'a. Hala alisma devresindeyim. Sadece son bir yildir "pistim" diyebilirim. Cunku Adana'da herkes birbirini taniyordu. Mert ve durust insanlar vardi. Kendi memleketim diye soylemiyorum ama oradaki insanlarla yasamak isterdim. Ama tabii İstanbul, her seyin merkezi.
Belli bir cevrede buyudunuz herhalde Adana'da. Aileniz nasildi? Orta direk ailesi miydi? Yoksa daha burjuva mi?
Orta diregin ustu diyeyim. Standartlarin ustunde bir aile yasantim vardi. Ailem destegini hic esirgemedi.
Devami Subat 2006 sayisinda...
Kaynak: Elele
Kıvanç Tatlıtuğ'la benim icin "sabah sabah" denilecek bir saatte, yani saat 10 civari, cekim mekaninda bulustuk. Dizide gorundugunden daha sarisinmis meger. O dikkatimi cekiyor oncelikle. Sonra koltuklara yayildik ve konusmaya basladik. Simdi Kivanc, gercekten guzel insan. Hem fizigiyle hem de "iciyle". Bana oyle geldi, epi topu bir bucuk saatlik zaman zarfinda. İnsan rahatca arkadas olabilir, derdini kederini paylasabilir kendisiyle. O derece samimi ve dost bir ambiyans yayiyor etrafa. "Ama" diyor sik sik, "Hala alisamadim bu İstanbul'a, camiaya." Ne tesaduftur ki, oyunculugunu sevdigi Kenan İmirzalioglu da oyledir. O da Kivanc gibi Ankara'dan gelmistir İstanbul'a ve cogu zaman oyunu kuralina gore "oynamaz". Sanirim her ikisi de Avrupai fiziklerine ragmen aslinda son derece naif (ve gururlu) tasrali elementlere sahipler. Sehirli deliliklere uzaktan bakmayi yegliyorlar. Demem o ki, Kivanc'i uzmeyiniz, yormayiniz (ayrica cimlere basmayiniz, ne alakaysa). Ben biraz destim, eseledim kendisini belki, ama o da roportaj geregidir yani, biliniz.
Adana'dan bahsediyorduk roportaj oncesinde. Nasildi orada ortamin?
1998'de geldim İstanbul'a. Hala alisma devresindeyim. Sadece son bir yildir "pistim" diyebilirim. Cunku Adana'da herkes birbirini taniyordu. Mert ve durust insanlar vardi. Kendi memleketim diye soylemiyorum ama oradaki insanlarla yasamak isterdim. Ama tabii İstanbul, her seyin merkezi.
Belli bir cevrede buyudunuz herhalde Adana'da. Aileniz nasildi? Orta direk ailesi miydi? Yoksa daha burjuva mi?
Orta diregin ustu diyeyim. Standartlarin ustunde bir aile yasantim vardi. Ailem destegini hic esirgemedi.
Devami Subat 2006 sayisinda...
Kaynak: Elele
1 Comments:
Evettttt bncede sen cok iyi birisin askım<3 Hiç grmesemde senı uzun zamandır tanıyo gıbıyım<3
Seni çoOok seviyorum(X
~~~~~~~Kvnc~~~~~~~
By Anonymous, at 4:19 AM
Post a Comment
<< Home